Welcome to Our Website

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gençleri sanal dünyalardan mahrum bırakmayacağız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Gençlerimizi internet mecralarındaki birtakım platformların sanal dünyalarına hapsederek sahip oldukları büyük medeniyet birikiminden mahrum bırakmak isteyenlere aradıkları fırsatı vermeyeceğiz” dedi.

Ruhunu kaybetmiş bir milletin cesetten ibaret kalacağı anlayışıyla medeniyetin, tarihin, kültürün köklerine inmeyi gaye edinen her çabayı desteklemek boynun borcu olduğunu ifade eden Erdoğan, “Tarihe iz bırakmak demek, dişinizle, tırnağınızla, yüreğinizle, zihninizle vereceğimiz bir büyük mücadeleyi göze almak demektir. Hiçbir aksiyona girmeden, sadece oturduğu yerden yapılanları eleştirerek tarihe mal olmuş kimse göremezsiniz. Geride ister fikri, ister fiili, ister maddi eser bırakmamış olanların yerinde yeller eseceğini söyleyen gönül sultanlarının bizatihi kendi mirasları bu hakikatin en somut örneğidir. Sebilü’r-Reşad Kültür ve Sanat merkezini maziden atiye, köprü kuran mütevazı ama önemli adım olarak görüyorum. Burada zihinlerini ve gönüllerini besleyerek kendilerini yetiştirecek evlatlarımızın her biri geleceğin Mehmet Akif adayları olacaktır” ifadelerini kullandı.

Sırat-ı Müstakim ve sonraki ismiyle Sebilü’r-Reşad dergileri Osmanlı’nın son dönemlerinde yaşanan bu ülke ve bu millet nasıl kurtulur diye ifade edebileceğimiz fikri arayışın mahsulü olduğunu değinen Erdoğan, “Dönemin aydınları Yusuf Akçura’nın üç tarzı siyaset diye formüle ettiği Osmanlıcılık, İslamcılık, Türkçülük ve daha sonra ilave edilen Batıcılık akımları arasında bu arayışı sürdürmüşlerdir. İlk sayısı Temmuz 1908’de çıkan Sırat-ı Müstakim bu zengin fikir ikliminde kısa sürede Mehmet Akif Ersoy’un baş yazarlığında önemli isimleri bir araya getiren seçkin bir platforma dönüştü. İlk baskısı yetmiş bin yapılan derginin adı 1912 yılında Sebilü’r-Reşad olarak değişti” dedi.

Osmanlı’nın son dönemindeki tüm hadiselere ardından Milli Mücadele’ye şahitlik etmekle kalmayan dergi hepsinde de etkin bir rol de oynadığının aktaran Erdoğan, “Derginin misyonunu, milletin birliğini, beraberliğini Kardeşliğini korumak, sömürgecilere karşı ümmetin değerlerini savunmak olarak belirlediğini görüyoruz. Kaynağını vahiyden alan ahlakı İslam ve Batı toplumlarını birbirinden ayıran en önemli vasıf olarak kabul eden Sebilü’r-Reşad bu yaklaşımı Akif’in şu şiirinde adeta vücut bulmaktadır. ‘Ne irfandır veren ahlaka yükseklik ne vicdandır. Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır. Yüreklerden çekilmiş farz edilsin havf-ı Yezdan’ın, Ne irfanın kalır tesiri katiyen ne vicdanın..’ Evet Allah korkusunun olmadığı yerde başka hiçbir değerin tesiri kalmayacağını söyleyen Akif’in ne kadar haklı olduğunu yaşadığımız her hadise bir kez daha gördük, görüyoruz” açıklamalarında bulundu.

Türkiye’nin dört bir yanında gençler tarafından yürütülen kültür sanat çalışmalarını, teknoloji faaliyetlerini, fikri, felsefi, sohbet denemelerini gördükçe geleceğimize olan güvenin arttığının altını çizen Erdoğan, “Akif’in hayali olan, Asım’ın neslini yaşatmak için hep birlikte daha çok daha iyi mücadele etmeliyiz. Gençlerimizi internet mecralarındaki birtakım platformların sanal dünyalarına hapsederek sahip oldukları büyük medeniyet birikiminden mahrum bırakmak isteyenlere aradıkları fırsatı vermeyeceğiz. Son dönemde iyice hız kazanan çocuklarımızı inancından, kültüründen, ailesinden, benliğinden hatta cinsiyetinden kopartarak küresel sapkın akımların esiri yapma çabalarını mutlaka boşa çıkaracağız. Mehmet Akif’in ömrünü adadığı çıkardığı yayınlara ismini verdiği ilhamını aldığı dosdoğru yolun önünü açarak mücadelemize devam edeceğiz. Yine Akif’in diliyle ifade edecek olursak ‘Allah’a dayan sa’ye sarıl hikmete ram ol. Yol varsa budur bilmiyorum başka çıkar yol” diye konuştu.

Sebilü’r-Reşad dergisinin gerek içinde yazılara, tartışmalara, değerlendirmelere bakıldığında sanki bir bu ülkede hiçbir şey değişmemiş hissine kapılabileceğine değinen Erdoğan, “Bu bir yönüyle fikri devamlılığın emaresi olmakla birlikte bir yönüyle de ülke ve millet olarak hala bazı kör düğümleri çözemediğimizi aşamadığımızın işaretidir. Üstelik bu kördüğüm sadece teorik düzen değil hayat biçimlerimizde de geçerlidir” dedi. – ANKARA

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Politika

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir